Organik gıda ile ilgili sosyal kaygılar, tüketicilere yönelik daha yüksek maliyetleri ve talepteki coğrafi farklılıkları içerir. Organik gıda, daha emek yoğun yöntemleri, sertifikasyon maliyetleri ve mahsul verimini artırmak için kimyasallara olan bağımlılığın azalması nedeniyle tüketiciler için genellikle geleneksel olarak üretilen gıdalardan daha pahalı olabilir. Bu durum sosyal bakımdan genellikle organik gıdaya eşit olmayan erişim anlamına gelir. Araştırmalar, daha fazla zenginlik ve eğitim düzeylerinin organik gıda satın almalarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bazı düşük gelirli ülkelerde, yalnızca daha zengin ülkelere ihracat için sertifikalı organik ürünler üretme eğilimleri vardır. Bu bazen çiftçilerin ürettikleri organik gıdaları satın almaya gücünün yetmediği bir durum yaratır. Bu strateji kısa vadede ekonomik kazanç getirebilse de, çiftçilerin yerel topluluklarını besleyen gıda ürünleri üretmeye zorlanmaları ve dolayısıyla gıda güvensizliğini artırması endişe vericidir.
Sertifikalı organik tarım, ulusal ve küresel sertifikalı organik gıda pazarlarında önemli bir rol oynayan daha büyük tarım operasyonları ile birçok yerde büyük bir iş haline geldi. Ölçek ekonomileri göz önüne alındığında, büyük gıda işleme şirketleri, her biri daha küçük alanlarda büyüyen birçok küçük çiftlikten ziyade, genellikle binlerce dönümde organik mahsul üreten tek bir çiftçilik operasyonundan satın alır; bu pazarlar. Organik sertifikasyon süreci bazı küçük ölçekli çiftçiler için aşırı derecede pahalı olabileceğinden, çiftçiler arasında da eşitsizlik vardır. Bazı yerlerde sertifikasyon sübvansiyonları mevcut olsa da, bu tür çiftçiler, örneğin çiftçi pazarlarında tüketicilere doğrudan satış yapmayı tercih ederler ve organik sertifikasyondan tamamen vazgeçmeye karar verebilirler.
Organik üretim ve ürün "ana rahmindeki bebeğin beyin oluşumuna bile" kötü etkileri belirlenmiş zirai ilaç kalıntılarından, hormonlardan, fenni gübrelerden, ürünün raf ömrünü uzatmak için kullanılan zararlı koruyuculardan ve tatlandırıcı, lezzetlendirici, bağımlılık yapan katkı maddelerinden, ürün işlenirken kullanılan insan sağlığına zararlı olabilecek her türlü maddeden uzak üretim modeli ile üretilmiş üründür. Yerel çeşitlilikleri ve özgün tatları ile Organik ürünler doğanın pozitif enerjisini ve dengesini barındırırlar. Dengeli besin ruh sağlığınızı ve karakterinizi de dengeli, dingin, barışçıl yapar.
Her şeyin başı sağlık. Sağlık ve çevre sorunları arttıkça nedenleri de tartışılmaya başladı. Bu konular toplumu doğrudan etkileyen medyada hemen her gün yer alıyor. Tarımsal Sağlık Raporları ve Çevresel Sağlık Perspektifleri raporlarında endüstriyel tarımda kullanılan zirai ilaçların kanser yapıcı etkilerine dikkat çekiliyor. Zirai ilaçlara maruz kalınmasının prostat kanseri riskini artırdığı biliniyor. Tıp araştırmaları zirai ilaçlara maruz kalan çiftçilerin çocuklarının, diğer çocuklara oranla iki katı fazla çocukluk çağı lenf kanserine yakalandığını ortaya koyuyor.
Kusurlu araştırmalar organik gıdanın farkını gölgeleyemez. Türkiye’de organik gıda ile doğa dostu üretim ve tüketim alışkanlıklarının yaygınlaşması ile tüketiciler, organik gıdanın besin değerlerinin sadece yasalarla belirlenmiş yetiştirme yöntemleriyle değil; tohumuyla, yetiştirildiği toprakla ve ürünlerin yerel çeşitliliğiyle doğrudan ilişkisi olduğunun farkına varıyor. Bir ürünün tohumu, çeşidi, toprağı, suyu, yetiştirildiği coğrafyanın farklı olması lezzetinde de, besin değerlerinde de farklılıklar yaratır. Organik tarımda bio çeşitliliğin ve yerel türlerin yeri bu nedenle çok önemlidir. "Organik Üretim Etiği" geçmişi, geleneği olan, sosyal, kültürel ekonomik süzgeçlerden süzülerek bin yıllara varan alt bilgiyi korur, genetik hafızayı saklar ve ‘Organik beslenme’ ile size bu hafızayı aktarır.
Organik gıdanın besin değeri yüksek ve lezzeti yerindedir. Aynı coğrafyada aynı üretim yöntemleri ile yetiştirilmiş bile olsalar farklı çeşitler, farklı tatlar ve farklı besin değerleri taşırlar. Salkım domates ile pembe domatesin tadının aynı olmadığı gibi.
Tohumun Besleyici Rolü Dünya ölçeğinde yapılan tarımsal araştırmaların sonuçları karşılaştırıldığında, endüstriyel tarım teknolojisinde yaşanan gelişmeler veya çeşitlerin oynanmasından sebze ve meyvelerin mineral madde değerlerinde göz ardı edilemeyecek gerilemeler olduğu görülmektedir. Gıdaların besin değerleri öncelikli olarak tohumla, yetiştirildiği topraktan, sulandığı sudan aldığı mineraller ve olgunluğu ile ilgilidir. Tohumun organik olması besin değerleri açısından elbette çok önemlidir; ancak tek tip ve GDO’lu tohum teknolojileri, yaşanan besin değeri kayıplarının en birincil nedenlerinin başında gelir. Araştırmalar tohum ıslah çalışmalarında verim artışı sağlanırken besin maddelerinde düşüş meydana geldiğini açık ve net olarak gösteriyor. Endüstriyel tarımda gerek kimyasal girdi kullanımı, gerekse neslini devam ettirebilen tohumlar yerine yüksek verim hedeflenerek kısır (tek atımlık) tohum çeşitlerinin tercih ediliyor olması, organik ürün üretiminin zor ama temiz ve güvenilir bir seçenek olduğunu bir kez daha açıkça gösteriyor.
“Daha fazla tüketerek daha az besin almak, nasıl doğru beslenmek olabilir ki?”
Gıda güvenliği, gerçek gıdaya ulaşmak!
Ucuz gıda kadar, gerçek gıdaya ulaşmaya ve organik ürün tüketmeye çalışmak; toprak, su, hava gibi yaşamsal kaynaklarımızı sürdürülebilir korumaya, gereksiz enerji tüketimine ve zararlı kimyasallara dayalı tarımın terk edilmesine, dayanıklı yerel çeşitlerimizin korunarak kullanılmasına, gıda güvenliğimize ve sağlıklı yeni nesiller büyütme hakkımıza kısacası geleceğimize destek vermektir. Organik ürün tüketimine özen göstererek üretiminin ülkemizdeki gelişimine, tüketiciler olarak sizler de destek olabilirsiniz. ‘Üretim-kullanım döngüleri’ni dönüştürecek en büyük güç tüketicidir.
Organik Sertifikalı Ürünler
Organik Sertifikalı Ürünler ve Fiyatları
En İyi Organik Sertifikalı Ürünler
En İyi Organik Sertifikalı Ürünler ve Fiyatları